İlimler üç kısımdır: birinci kısım, akıl ilmidir. Bu ilim,
insanda zorunluluk hükmüyle gerçekleşen veya delilin yönünü öğrenmek tarzıyla
delili incelemekle gerçekleşen ilimlerdir. Bu ilmin kuşkuları da kendi
cinsindendir. Bu nedenle nazar (teorik düşünce, araştırma) hakkında şöyle
derler: “bir kısmı doğru, bir kısmı yanlış!”
İkinci ilim haller ilmidir. Haller ilmi, sadece zevk
(yaşama, tatma) yoluyla elde edilebilir. Dolayısıyla akılcı kişi, onu
tanımlayamaz ve öğrenilmesi için kanıt ortaya koyamaz. Balın tatlılığını, sıbır
otunun acılığını ve cinsel ilişkinin hazzını bilmek; aşkı, coşkuyu, arzuyu ve
bunlara benzeyen şeyleri bilmek, bu kısma girer. Bu gibi ilimler, kendileriyle
nitelenmeden ve tatmadan öğrenilmeyen ilimlerdir. Sahiplerinde bu ilimlerin
taşıdığı kuşkular da, kendi cinsinden olan kuşkulardır. Söz gelişi, tatma
duyusuna acı safra baskın gelen kimse balı acı hisseder, hâlbuki bal acı
değildir. Burada tatma duyusuna temas eden şey sadece safranın acılığıdır.
Üçüncü ilim, sır ilimleridir. Sır ilmi, aklın gücünün üzerindeki
ilimdir. Başka bir ifadeyle, Ruhu’l-Kuds’ün sırr’a üflediği ilimdir ve
peygamber ve veliler o ilme tahsis edilmiştir.
Sır ilmi ikiye ayrılır: bir kısmı, bu sınıflamadaki birinci
tür ilimler gibi, akılla algılanır. Fakat sır ilmini bilen, onu teorik düşünce
yoluyla elde etmiş değildir, aksine o ilmin mertebesi kendisine onu vermiştir.
İkinci tür ise iki kısma ayrılır: bir kısmı ikinci kısma katılır, fakat bunun
hali daha kıymetlidir. İkinci tür, rivayet ilimleri türündendir. Bunlar özü
gereği doğruluğa ve yanlışlığa konu olan ilimlerdir. Şu var ki rivayet
ilimlerini bildiren kişinin bildirdiği şey hakkındaki masumluğu kesindir. Bu kısma
örnek olarak peygamberlerin – Allah hepsine merhamet etsin- Allah’tan aktardığı
haberleri, cennet ve içindeki şeyleri bildirmelerini verebiliriz.
Bu bağlamda peygamberin “bir cennet vardır” şeklinde
bildirdiği haberler, rivayet ilmi; kıyamet için “orada suyu baldan tatlı bir
havuz vardır” şeklinde ifadesi hal ilmindendir ve o bir zevktir. Hz. Peygamber’in
“Allah var idi ve O’nunla birlikte başka bir şey yoktu” ve bu anlamda verdiği
haberler ise teorik düşünceyle algılanabilen akıl ilimlerindendir.
Sırlar ilmi olan bu üçüncü sınıfın özelliği şudur: bir insan onları bildiğinde, bütün ilimleri
öğrenir ve kuşatır. Diğer ilimlerin sahipleri böyle bir imkâna sahip değildir. Dolayısıyla
bu kuşatıcı ilimden daha değerli bir ilim yoktur. O, bütün bilinenleri içerir.